KKTC Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Dursun Koç, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Kıbrıslı Türk sporcuların Taksim Sahası’na girişine engel olduğunu savunarak, bu tutumu kınadıklarını belirtti.
Koç yazılı açıklamasında , “BM’nin 48 yıldır, uygulanan spor ambargosuyla sporcularımızın ayaklarına vurulan prangalar yetmiyormuş gibi, kendi egemenliğimiz altında bulunan topraklardaki spor tesislerimizi kullanmamıza yönelik engelleyici eylemlerini KKTC Milli Olimpiyat Komitesi olarak esefle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Koç, komite olarak en kısa zamanda BM ve IOC’nin en yetkili makamlarına ulaştırılmak üzere protesto mektubu vereceklerini söyledi.
Dursun Koç, Kıbrıs Türk gencinin spor yapma hakkının elinden alınmasına izin veremeyeceklerini de vurgulayarak, “Ne yaparlarsa yapsınlar, Kıbrıs Türkü, sporcusu, gençliği ve diğer tüm unsurlarıyla kendisine vurulan bu prangaları mutlaka bir gün kıracak ve tüm dünyaya kendisini kabul ettirecektir” dedi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Uzun yıllardır kullanım hakkı ülkemizin güzide kulüplerinden Çetinkaya’da bulunan Taksim maalesef çeşitli nedenlerle kaderine terk edilmiştir. Bu süreçte saha zarar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiştir.
Ülkemiz sporcularının daha iyi koşullarda spor yapması hedefiyle, TC Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla yeniden gençlerimiz ve ülke sporumuzun hizmetine sunulmak üzere saha yenilenmiştir. Spor camiamız ve sporcularımız, sahanın açılması dört gözle beklerken ve ülke sporunun gelişmesi adına motive olmaya çalışırken, BM’nin 48 yıldır, uygulanan spor ambargosuyla sporcularımızın ayaklarına vurulan prangalar yetmiyormuş gibi, kendi egemenliğimiz altında bulunan topraklardaki spor tesislerimizi kullanmamıza yönelik engelleyici eylemlerini KKTC Milli Olimpiyat Komitesi olarak esefle kınıyoruz.
Talebimiz, bir an önce giriştikleri bu insanlık ayıbına son vermeleri, eylemlerinden vaz geçmeleri ve koydukları engelleyici telleri kaldırmalarıdır.
Yaptıkları bu anlamsız müdahale ne sporun ruhuna, ne evrensel insan haklarına, ne de Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) felsefesine uymamaktadır.”